27 Şubat 2011 Pazar

Şizofrenik Bir Aşk








Bir rüya görüyorum.
Ruhumun derinliklerinde saklı senden bir parçam
neden oluyor bu rüyaya..
Öyle kusursuz ve özel ki..
ama kan tadı var ağzımda 
paslı ve tuzlu
yoğun bir koku geliyor burnuma.
kırmızı bir leke takılıyor gözlerime
ellerim ellerim kan içinde 
nerden geldiğini anlamaya çalışırken 
seni görüyorum..
cansız bir şekilde yatıyorsun bembeyaz parkenin üstünde.
donuklaşıyor gözlerim..
çığlık atıyorum ama sesim çıkmıyor..
cansız bedeninde öyle masum ki gözlerin..
bütün kirliliklerinden arınmış gibi bakışlarını dikmiş üstüme
biraz korku mu var o gözlerde
ama nedenn ?
arındırmadım mı seni o kirli bedeninden 
özgür değil mi ruhun artık ?
ellerimle söküp aldım o kirlenmiş kalbini
huzurla uyu artık sevgilim..
Kendi ellerimle son vermek istedim hayatına. 
Ve cansız dudaklarına bir öpücükle veda etmek..
daha fazla kirlenme diye artık.
ruhun bu dünyaya ait olmadı hiç bir zaman
bedeninse çok kirlenmişti artık
öyle yoğun bir duyguyduki seni öldürme isteği.
ellerimde kanını hissettiğimde aldığım haz sana olan aşkımdan daha güçlüydü sevgilim.
herşeyin bir bedeli olmalı 
kendi adeletimi uyguladım ben doğru olanı yaptım
sen ruhumu almıştın bedenimden 
bende bedenini aldım ruhundan 
adil bir takas değil mi sevgilim?
artık kirliyiz ikimizde 
eşitiz bu aşkta..
haksızlık yok artık adeletsizlik yok ..
ask var sadece geriye kalan tek şey ask..
ölümün ötesinde kutsallığımız.
bana vermemek için sokaklarda sattığın kalbini aldım işte senden..
Ben..ben..
böyle olsun istememiştiiiiim..
ben sadece sadece... artık kendimde bilmiyorum ne istediğimii.
beni ne hale getirdin görüyor musunn??
senin yerinde olmayı tercih ederdim şuan 
ama sen yapamazdın benim yaptığımı çünkü çünkü hiç bir zaman cesaretin olmadı değil mi ?
her zamann her zaman korkak herifin teki oldun.
köşe bucak kaçtın yalanların arkasına saklandınn.
Ve yine ben davrandım.
Senin yerine ben ikimizi sonsuzluğa bıraktım..
Sana olan nefretim öyle tutkulu ki
tüm ruhum tükendi...
çığlıklarım sarıyor bu kasvetli odada çevremizi.
ilk defa bu kadar yakınız birbirimize
ilk defa gerçekten bana bakıyor gözlerin.
yerde biriken kanında kendi yansımamı görüyorum..
artık bitti diyorum sessizce..artık bitti..
nefesimi tutmuş adım adım yaklaşıyorum sana eğiliyorum 
nefes almıyorsun.ama gözlerini üstümde hissediyorum
uzanıyorum yanına yüzünü çeviriyorum kendime öpüyorum dudaklarını hafifçe
bu oda bizim sonsuzluğumuz olucak sevgilim bir daha kimse ayıramaz bizi 
Sonsuza kadar sadece sen ve ben  bu karanlık,senin kanınla kaplı odamızda..

23 Şubat 2011 Çarşamba

O Kelimeler...












Bu iki kelime benim için ne demek bilir misiniz?
Saatlerce bu iki kelimeye bakıp ağlamışlığım vardır.
Yeryüzünde hiçbir kelime yoktur ki
Kalbimi böylesine derinden yaralayan,
Nefesimi kesen,soluksuz bırakan..

İhtiyacım olan her şey o kelimelerde saklı
Mutluluğum mutsuzluğum.
O iki kelime benim tüm geçmişim
Sırlarım, geleceğim..
Aşık olunur mu hiç kelimelere ?
Olunuyormuş..

Hem kalbimi ısıtan
Hem de ruhuma dayanılmaz bir ıstırap veren
Hem gülümseyip hem ağlamama sebep olan.
O iki kelimenin arkasında saklı benliğim her şeyim.

Her harfini tek tek nefes alır gibi içime soluduğum.
Üstünde parmaklarımı dolaştırıp saatlerce her harfi ezberlediğim.
O iki kelimeyi söylerken ruhumdan bir parça koparıyorum her defasında.
Yok oluyorum ama ölmüyorum
Ben o iki kelimeye tutunarak yaşıyorum.

Yeryüzündeki en anlamlı sözcükler benim için
Ve dünyanın en etkili büyüsü benim üzerimde denenen.
Bir başkasında bende bıraktığı etkiyi bırakması mümkün değil ki.
Sakladığım ne varsa orda işte.
Benim özüm benim ruhum benim kalbim..

Beni çözmek isteyenler var ya hani
Siz evet size diyorum
Ben işte o iki kelimeden ibaretim
Milyon kez söylesem bıkmayacağım
Her defasında içime çekip başımın dönmesine sebep olacak

Asla bitmeyen tükenmeyen
Büyü mü sihir mi lanet mi ne derseniz diyin
Ama o iki kelime
O günden beri benim bütün hayatım..
Okuması kolay ama sesli söylenmesi imkansız.
O kelimeler
O iki kelime..
A...L...

10 Şubat 2011 Perşembe

Ruhum






















Önümdesin Şimdi
Ve bir bakıyorum arkamda.
Kafamı bir çeviriyorum yanı başımdasın.
Gözlerimi kapatıyorum yoksun..

Ruhum..
Hayalini içiyorum..
Hayaline içiyorum.
Unutmuyorum Unutuluyorum..

Dersinki son gece mi ruhum ?
Bilmez misin ben son dedikçe yeniden başlarım.
Bilmez misin ki ruhum ?
Tanımaz mısın beni ?

Ne zaman uzaklaştık söylesene ruhum?
Ne zaman yabancı olduk birbirimize böylesine ?
Seni unuttum sandın değil mi ruhum ?
Bu mümkün mü bilmez misin, bilmez misin ruhum sen beni ?

Gel ruhum gel yanıma
Gel dinlenelim artık bir soluk alalım.
Çok yıprandık ikimizde
Çok yıprattılar ruhum..

Sensiz kimsesizim ruhum..
Seni harcadım birkaç değmez uğruna
Affet ruhum affet dön..
Çok mutsuzum ruhum..

Sar beni ruhum acıtamasınlar artık canımı
Küçüklüğüme götür beni ruhum
O evin bahçesinde seksek oynayan kız olmak istiyorum yeniden.
Yardım et ruhumm yardım et ayağa kalkmama.

Bir bataklığın içinde kıvranarak batmak istemiyorum.
Çocukluğumu getir bana ruhum
Hayatın toz pembe olduğu günlerimi
Masumluğumu getir ruhum.

Harcadılar bizi
Harcandık ruhum
Her çocuk bir gün büyürmüş..
Zorla bizi de büyüttüler ruhum

Istemiyorum ıstemiyorum ruhumm
Onların sahteliklerini
Asla anlayamacağım kurallarını
Istemiyorum dokunmasınlar.

Ruhummm var oluşumun temeli sen en saflığım
Nolur küsme ruhum nolur darılma bana
Kanmadım ruhum inan kandıramadılar beni
Vazgeçmedim senden vazgeçmem ruhum

Affet affet de biz kendi masumiyetliğimize dönelim ruhum
Bize göre değil yetişkinlerin dünyası.
Yeniden başlayalım ruhumm
Bu sefer hiç büyümeden..

6 Şubat 2011 Pazar

Bir iz Bırak..



























Bazen rüya görürüm..                                                                   
Gerçek olmasını isteyeceğimiz o rüyalardan biri işte.                                    
Hani uyanana kadar gerçek mi rüya mı olduğunu anlamayız..        
uyandığımızda da buruk bir hüzün olur ya hani işte öyle.
Bilmem ne söylesem ne desem..                                                           
ruhum sıkışmış bir tarafı uçurum bir tarafı zaman olan bir boşluğa.. 
Umut o kadar uzak geliyor ki gözüme..                                               
Bilmiyorum işte… 
Bu arala nasıl denir bilmem ki..                                                           
kırık buruk bir hüzün var sanki..                                                          
İçim en az şu kış kadar soğuk.                                                              
büyüme sancısı mı?
Yoksa çektiğim acıların sonucu mu ?                             
 Bilmiyorum.. 
Zaman böyle hızla akarken                                                               
 büyümemek için inat ediyorum işte                                                            
her zamanki asi baş kaldıran tavrımla.                                                     
Zaman dinlemiyor ya neyse işte..
Yazmak…                                                                                           
kendimi ifade edebilmemin tek yolu.                                                      
Ama bazen buda yeterli olmuyor.                                                              
ben söylemeden nasıl olduğumu anlayacak biri                                      
Yok mu bu dünyada ?        
Peki bir gün gerçekten yazma yetimi kaybedersem..                           
Daha kendimi ifade bile edememişken..                                                     
Normal biri olsaydım her şey kolay olurdu.                                         
Ama küçüklüğümden beri normallikten uzak biriyim..
Hayatta tek bildiğim şey yazmak..                                                      
Onu da doğru düzgün yapabildiğim söylenemez ya neyse..                   
Bu hayatta nasıl bir yerim ve amacım olabilir ki..                                
Tek istediğim bir hayalimin olması aslında..
Neyse yine saçma sapan şeylerle doldurdum beynini.                          
Karışığım işte günlüğüm çok karışığım.                                               
Rotasını kaybetmiş ve rüzgarla savrulan bir gemi gibiyim                    
en büyük amacı güvertedeki o küçük kızı korumak olan..
Dinlediğim şarkıdan bir söz ‘’Bir iz bırak burda iz bırakanlar unutulmaz’’                                                                                               ne dersin günlüğüm bende birinin hayatında iz bırakırmııyım bir gün bende bıraktıkları gibi..

Endless Love..






Seni seviyorum
Çünkü bilmiyorum başka nasıl yaşanır.
Senden öncesi diye bir şey yok hayatımda.
Sanki her şey seninle var olmuş gibi.
Beynim kabul etmiyor senden öncesini.

Sen öyle bir rüyasın ki
Hiç uyanmak istemediğim
Ben bir hologram sense tüm gerçekliğim
Yaşamak benim için sen demek
Seninle başlayan ve seninle biten milyonlarca gün..

Bazen unutuyorum kim olduğumu..
Büyük bir boşluk
İşte o zaman o sıcak bana sevgiyle bakan gözlerine tutunuyorum.
Tüm umutsuzluklarımdan soyutluğumdan kurtuluyorum.
Ne kadar kötü olsam da her defasında yeniden doğuyorum.
Çünkü biliyorum ki sonsuz bir yeminle bağlı bizim kalplerimiz.

Her şeyden uzak ve her şeye yakın
Herkesten öte ve aynı zamanda herkesle birlikte
Sen ve ben gibi..
Bazen ne düşünüyorum biliyor musun?
Bu dünya bu gezegen etrafımızdaki her şey
Sanki bizim birlikte olmamız için var olmuş gibi.

Gökyüzünde ki bir yıldıza baktığımda ona bağlı olan diğer yıldızı da görüyorum.
Yalnız gibi gözükseler de aynı dili konuşuyor onlar da..
Evrenin sonsuzluğunda ki bir bütün gibi
Uzaklığın mesafenin ve tüm engellerin hiçbir önemi olmadığını biliyorum artık.
Sevmek..
Bu kutsal kelime.
Engelleri ve tüm mesafeleri soyutlaştırıyor ve anlamsız kılıyor..
Hey mamo-chan
Ay ışığının bir rüya gibi süzüldüğü bu geceyi hiç unutmayalım olur mu?

18 Ocak 2011 Salı

Karalamalar..




Hayat karmaşık ve bende karmaşığım. Çözülmesi imkansız bir karmaşa.. bir kaos.. Bazen susmak gerekir ya, sadece susmak..İşte o suskunluklardaki belli belirsiz bir kalp atışıyım ben fark edilmeyen ama asla bitmeyen..

Bazı satır aralarında boşluk vardı hani..Dolmasa da önemli olmayan ama insanı huzursuz eden..Olmakla olmamak arasında gidip gelen şu kısa süreç.. hayat ve ölüm arasındaki o ince denilen çizgi gibi..

Konuşmaya ihtiyacı olan insanlar vardır.Ne olduğu ne anlattığı önemli değil konuşması gereklidir rahatlamak için yada kendini kandırmak için..

Bir amaç bir neden ararız hayatımızda hep yaşamak için hayatı değerli kılmak için..

Bunlara gerek yoktur bilmeyiz.

Aldığımız her nefes eşsiz yaşadığımız her saniye tarihe geçen bir an bilmeden yaşarız.Hiçbirşeyi ararken herşeyimizi kaybederiz.Ve o an geldiğinde pişmanlığımızı yaşarız.Bu böyle sürüp gider.Çünkü insanlar yaşamak için bir amaç aramaları gerekmediğini anlarlarsa oyun biter.

Soru işaretleri olmadığını onları kafamızda yarattığımızı anladığımız gün oyunun son perdesini de kapatırız..Ama daha yolumuz var geçireceğimiz evrimler duygusal yıkımlar,iniş çıkışlar 

deneyimleyebileceğimiz milyon tane şey..






Hayat basit olamayacak kadar eşsiz ve anlam aranmayacak kadar basittir oysa..

17 Ocak 2011 Pazartesi

s'O'nsuz Aşk



















Pencerene konan bir kuş olup

Uyurken izlemek isterdim seni
Ve büyülenmek güzelliğinle
Vazgeçebilmeyi dilerdim yapabilseydim
Seçme şansım olsaydı 
sevmemeyi dilerdim seni
Ama aşkı biz seçmedik ki..
Eskiden okuduğum bir roman vardı
Hani şu sandık lekeli olanlardan
Yaşanmışlıkları vardır ama 
Bir köşede unutulmaya 
Mahkumdurlar hani
Benim gibi yani.

Gittiğim küçük kasabalarda 
Gördüğüm her yüzü 
Sana benzetmemeyi isterdim
Yapabilseydim anılarımı silecek
Bir şehre gitmek isterdim
İçimdeki ölü hüzünden 
Kurtulabilseydim.
Masal olsaydık şu mutlu sonla bitenlerden hani
Gerçek hikayelerde the end erken gelir dimi
Ne yazık ruhumun
ilk perdesi kapandı erkenden
Kendi filminde yardımcı oyuncu olmak 
Ne garip değil mi ?

Uzatmaları oynuyorum
Çoktan bitmeliydi
Başka eller başka dudaklar
Kirlendik bir kere temizler mi zaman?
Aşk yüreğime sıkılan bir kör kurşun
Ama kalbim inatçı ölmüyor işte.
Ruhum öleli çok oldu
Ama atıyor hala kalbim
Neye gerek kime inat 
Bitmeliydi çoktan..

Ölür gibi sevmek..
Taparken kaybetmek..
Yanarken sönmek..
Kime gerek mutlu olmak
Ki zaten artık çok uzak
Kendi med-cezirlerimle 
Karşı koymaya çalışırken ay tutulmasına 
Dünya dönüyormuş meğer
Ben hala yerimde sayıyorum ya neyse..

Gönüllü bir melekten şeytan yaratmak
Bir ruhu sürgüne mahkum etmek
Görmüyor gözlerim
Küçüğüm koruyamadım seni
İzin verseydin bir bilseydin
Çok mu zordu sevgilim?
Senindim.
Aşk yastığının altında 
Cennetin anahtarı bir adım yakınında.
Biliyorum.Sen seçmedin.
Onlar yanlış anlattı bize.

Reva mı bu seni her düşündüğümde 
Yağmur yağıyor
Senfonik bir müzik gibi adın yankılanıyor 
Pencereme çarpan her damlada
Son bir dokunuş
Sen rüyalarıma giren melek yüzlü şeytan. 
Ver zehirli öpücüğünü 
Ve al kalbimi artık...